OTOTOKSİSİTE
Ototoksisite çeşitli kimyasal maddelerle ve tedavi edici ajanlarla karşılaşma sonucu koklear ve vestibüler organda ortaya çıkan hasarlanmaya, tahrip olmaya verilen genel addır. Ototoksisite, işitme kaybı ve denge bozukluğuna yol açan önemli faktörlerden biridir.
İlaçlara Bağlı Ototoksisitenin Belirtileri
• İlaçlara bağlı ototoksisitenin en fazla görülen semptomları tinnitus, işitme kaybı ve baş dönmesidir.
• Tinnitus en sık görülen semptomdur ve ardından görülebilecek pek çok toksik etkinin erken habercisidir.
• Sıklıkla işitme kaybından önce ortaya çıkar.
• Tinnitusun tam olarak ortadan kaybolması nadirdir ancak nöral elemanların dejenere olması ile tinnitus şiddetinde azalma olabilmektedir.
• İşitme kaybı ve tinnitus hemen hemen her defasında bilateral ve simetriktir.
• Oluşabilecek ileri toksik etkilerin habercisidir.
• Genellikle 4000-6000 Hz frekanslarındadır
• Salisilatlar, kıvrım diüretikleri, ve kinin ile geri dönüşümlü işitme kaybı ve çınlama oluşur.
• Aminoglikozitlere bağlı işitme kaybı genellikle geri dönüşsüzdür.
• Aminoglikozitlerle işitme kaybı çoğu zaman 3-4 gün sonra oluşur.
• İlk doz sonrasında veya tedavi bitiminden haftalar ve aylar sonra da ortaya çıkabilir.
• Aminoglikozitler yüksek frekansları tutan dik eğilimli odyometrik konfigürasyona yol açarlar.
• Kıvrım diüretiklerine bağlı işitme kaybında konfigürasyon düzdür veya hafif eğimlidir.
• Vestibüler foksiyon bozukluğu nadiren kendini gerçek vertigo olarak gösterir.
• Sıklıkla dizzness veya dengesizlik yakınması mevcuttur,nadiren vertigo ortaya çıkar.
• Şikayetler kompansasyon mekanizmaları ile zamanla hafifler.
• Nistagmus (bir veya her iki gözün, istemsiz olarak hızlı şekilde belirli yönlere doğru hareket etmesi) mevcut olabilir.
Ototoksik İlaçların Kullanımında Hasta Yönetimi
• Ototoksik ilacların en sık görülen belirtisi yüksek frekanslarda görülen sensörinöral işitme kaybıdır .
• Bu bulgu histopatolojik çalışmalarda gösterilen kokleanın bazal kıvrımındaki dış tüylü hücre hasarı ile uyumludur.
• Ototoksik olduğu bilinen ilacları alan hastaların işitsel ve vestibüler fonksiyonlarının sürekli olarak test edilmesi pratik bir yöntem olmamakla birlikte, hastaların işitsel ve vestibüler semptomlarının günlük olarak sorgulanması, yüksek riskli hastaların da periyodik olarak test edilmesi önerilmektedir.
Ototoksisite Yapan İlaçlar
• Antibiyotikler (aminoglikozitler, vankomisin, makrolitler)
• Antineoplastik Ajanlar (platinum bileşikler, sisplatin, karboplatin, nitrojend mustad, vinkristin, vinblastin ,misonidazol. diklorometotreksat)
• Diüretikler (loop diüretikler)
• Antienflamatuarlar (salisilatlar, nonsteroidal antienflamatuarlar)
• Antimalaryal İlaçlar (kinin)
• Topikal Ajanlar (propilen glikol, alkol, benzalkonyum klorür, klorhekzidin)
• Şelat Yapıcı Ajanlar (dezferoksamin)
Ototoksite İçin Yüksek Risk Grupları
• Böbrek yetmezliği
• Karaciğer yetmezliği
• 65 yaş üzeri olma
• Daha önce ototoksik ilaç kullanma
• Eşzamanlı birden çok ototoksik ilaç kullanma
• Sensörinöral işitme kayıpları
• Gürültüde kalma
• Kollajen vasküler hastalıklar
• 14 günden uzun süren tedaviler
• Yüksek ilaç serum düzeyleri
Ototoksisiteyi Özetleyecek Olursak
• İşlitme kaybı çoğunlukla iki taraflı ve simetriktir.
• Ototoksik işitme kaybı sensorinöral türdedir.
• İşlitme kaybı doza bağlı olarak geçici olabileceği gibi kalıcı işlitme kaybı şeklinde de olabilir.
• Salisilatlar ve kinin ile geri dönüşümlü sensorinöral işitme kaybı ve kulak çınlaması oluşur.
• Loop diüretikler akut işitme kaybına yol açar; ancak, tedavinin kesilmesiyle işitme kaybında düzelme olur.
• Aminoglikozid grubu antibiyotiklere bağlı kayıp genellikle kalıcı işitme kaybı şeklindedir.
• Antibiyotik kullanımına bağlı işitme kaybı genellikle üç dört gün sonra oluşur, ancak, ilk doz sonrasında da ortaya çıkabilir.
• Hatta kalıcı ototoksik işitme kaybı tedavinin bitiminden günler, haftalar ya da aylar sonra bile oluşabilir.
• İşitme kaybının oluşturduğu odyogram konfigürasyonu kullanılan terapötik ajan ve kimyasal maddeye göre değişiklik gösterebilir.
• Aminoglikozidler iki taraflı yüksek frekansları tutan dik eğimli bir odyogram oluştururken, diüretikler genellikle düz veya hafif eğimli odyometrik kayba neden olur.
• Ototoksik ilaç kullanmak durumunda ve yüksek risk grubunda olan hastaların, ilaç kullanmadan önce;
Konvansiyonel odyometri,
Yüksek frekans odyometri,
Otoakustik emisyon,
• Beyin sapı yanıtları (ABR) ile değerlendirilerek işitme seviyeleri tespit edilmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder